Hulusi Efendi Vakfı’ndan ‘Kediciklere’ Övgü Üstüne Övgü!

İnternet gazeteciliğinin en güzel yanı ‘okuyucuyu’ da etkin bir role büründürmesidir.

Haber ve analizlerimizin hemen altında yer alan yorum bölümünden veya sosyal ağlardaki hesaplarımız üzerinden içeriklerimizle ilgili yorum ve düşüncelerinizi bizlere iletebileceğinizi hatırlamakta fayda var.

Fikir ve eleştirilerinizi yayınlamaktan mutluluk duyarız.

Geçen gün yorum panelinde yeni bir yorum yazıldığını fark ettim. 

Aklını, fikrini, tüm ruhunu körü körüne bir yere bağlamış bir zavallı, en pislikçe hakaretleri yazıp kaçıvermiş. İsmini vermeye lüzum yok. Darende eşrafı bu tür ucube şahsiyetleri her yerde görüyor ne yazık ki.

Darende’deki Paralel Yapı ve Hamidettin ATEŞ analizimiz, yorumcu beyefendiyi epey bir rahatsız etmiş. Nihayetinde avaneler de suç ortağı değil mi? Korku içinde perişan bir haldeler. Çareyi hakaret edip yalanlamakta buluyorlar.

Kişiliği, karakteri her ne olursa olsun her insana hakikati anlatmak gibi bir yükümlülüğü omuzlarımda hissediyorum.

Hiç üşenmeden yorum yapanı tespit ettim. Facebook profine ulaştım. Her ne kadar kalpleri, ruhları mühürlenmiş olsa da hakikati üşenmeden tane tane yazdım. Üç beş satırlık köhne hakaretine sayfalar dolusu açıklama yapmak belki çoğunuza göre “beyhude” bir uğraştır ama gafletten belki kurtulur diye izahatımı yapmaktan geri durmadım.

Yorumcunun profil sayfasında art arda paylaşılmış Adnan OKTAR ve kedicik konulu paylaşımlar dikkatimi çekti. Beyefendi oldukça sert bir dille bu kedicik kepazeliğini eleştiriyordu. Hoşuma gitti.

Benimle aynı fikri paylaşmıyor diye bir insana garez güdecek değilim. Düşmanım dahi olsa muhatabım doğru bir şey söylemişse takdir ederim.

Paylaşımının altına “Size katılıyorum, doğru bir tespit” dedim.

Akabinde “Hulusi Efendi Vakfı’nın kediciklere övgüler göndermesine ne diyorsunuz?” mealinde bir soru sordum.

Aynı çirkeflikte ve çirkinlikte bir cevap aldım. “İftira etme, yalan söyleme.”

Şu videoyu bırakıverdim cevaben…

Vakfın sorumlu müdürü sıfatıyla konuşan Resul KESENCELİ, A9 TV’nin 2. yılını tebrik ederek

“Hizmetleriniz takdire şayan!” diyor. Epeyce bir temennide bulunuyor.

Peki Hulusi Efendi Vakfı müdürünün takdire şayan hizmetler diye yorumladığı hizmetler neler?

Video olarak paylaşmaya edebim el vermedi. Sadece bir kareyi sansürleyerek paylaşıyorum. Lütfen bu elim kare için yorum yapmamı istemeyin. Çünkü diyeceğim bir kelime yok. Bu menfur yayınlar televizyonlarda ha’şa dini sohbet adı altında yayınlanıyor.

Hulusi Efendi Vakfı müdürü de hizmetleriniz takdire şayan diye tebrik ede ede bitiremiyor.

Şimdi Hamidettin denen zata ve elebaşı olduğu vakfa şu soruları sormak lazım.

Sizinde -sözüm ona- “dini sohbetleriniz” bu tarzda mı?

Cevabınız hayır ise;

“Bu zevat neden müdürlük makamına vekalet ediyor?”

Ve de son soru…

Hiç değilse bu rezalet için Darende halkından özür dilemeyecek misiniz?!

 

Bıktık yahu. Yeter! Mukaddesatımızı, Somuncubaba’yı şehvetlerinize, bayağılıklarınıza alet etmeyi bırak bırakın.

Unutmayın!

Hiçbir zulüm ebedi değildir.

Hak gelince bâtılın hükmü bitecek!

 

Zalimler kendilerini ‘acıklı’ bir sona hazırlasınlar.

Vesselam.

 

Korkmaz DARENDELİOĞLU (Darendeli Mütefekkir)